Ağustos Ayı 2024 Fon Bülteni
Tacirler Portföy Tecrübesi
Yatırım Felsefemiz
Tacirler Portföy’ün ortalama 20 yıl tecrübeli yatırım ekibi, periodik yatırım komitesi toplantılarında yurtiçi ve yurtdışı gelişmeleri, bu gelişmelere bağlı beklentilerin etkileşimlerini inceleyip, birlikte karar alıp, aldığı kararları yönettiği yatırım fonları ve özel portföylere uygulamaktadır. Bu kararların ve uygulamaların uygunluğu uyum departmanınca kontrol edilir, portföylerde gerekli düzeltmeler yapılır. Tacirler Portföy riske göre düzenlenmiş getirisi yüksek ve etkin portföy yönetimi hizmeti vermeyi hedeflemektedir. Bu hedefini gerçekleştirirken müşterileriyle uzun vadeli, güvene dayalı ilişkiyi ön planda tutmaktadır ve müşterilerinin ihtiyaçlarına uygun çözümleri sunmayı amaçlamaktadır.
Yönetilen Varlık Büyüklüğü (MİO TL)
Kaynak: www.spk.gov.tr
(Temmuz 2024 Verisi)
Makro Ekonomik Gelişmeler ve Beklentiler
Gelişmiş Ülkeler (GÜ) ve Gelişmekte Olan Ülkelerin (GOÜ) hisse senedi piyasaları Temmuz ayında dolar bazında yatay kapattı ancak hem ay içerisinde hem de Temmuz ayını takip eden ilk haftada kayda değer gelişmeler yaşandı. ABD manşet enflasyonun dört yıl aradan sonra ilk defa düşüş göstermesi ve zayıf istihdam verileri sonucunda FED’in Eylül ayında faiz indirimine gitme ihtimali neredeyse kesinlik kazandı ve gücünü büyüme hikayesinden alan ve çok yüksek çarpanlarla işlem gören teknoloji hisselerinden uzun zamandır yerinde sayan orta ve küçük ölçekli hisselere tarihi bir rotasyon gerçekleşti. Nasdaq Teknoloji endeksi %8.3’lük bir düşüş kaydederken, orta küçük ölçekli hisse senetlerini temsil eden Russell 2000 endeksinin getirisi %10’u aştı. Ayın son gününde Japon Merkez Bankasının politika faizlerini artırması ise tüm dünyada Japon Yeni’ni fonlama aracı kullanan riskli varlık pozisyonlarında çözülmelere yol açtı. Ve bu durumun ABD’de olası bir resesyon ihtimali ile bir araya gelmesi hisse senetleri başta olmak üzere tüm riskli varlıklarda dünya geneline yayılan ciddi bir düzeltmeyi tetikledi. Bunun sonucunda Ağustos’un ilk haftasında içinde Türkiye’nin de bulunduğu tüm ülkelerde hisse senetlerinde USD bazında %10’lara yaklaşan bir düşüş yaşandı. Paranın yöneldiği düşük riskli varlıklarda ise başta ABD tahvilleri, Japon Yeni ve İsviçre Frangı olmak üzere bir ralli yaşandı. ABD 10 yıllık tahvil getirileri %3.80’lere geriledi. ,
Jeopolitik açıdan halihazırdaki ABD Başkanı John Biden’ın başkanlık yarışından çekilme kararı sonrasında piyasalarda baş gösteren çalkantılar, Kamala Harris’in Donald Trump ile başa baş oy oranına sahip olduğunu gösteren kamuoyu yoklamalarının ardından makro ekonomik gelişmelerin gölgesinde kaldı. Türkiye’de TCMB'nin başta yüksek politika faizi olmak üzere uyguladığı sıkılaştırıcı tedbirler ve ekonomi yönetiminin popülist politikalardan imtina etmesi TL'nin cazibesini sürdürmesine yardımcı oluyor. Temmuz ayında da kısa vadeli TL yatırımları 4% getiri sağlarken, ABD Doları’nın TL’ye karşı kazancı %1.6 seviyesinde kaldı. TCMB'nin swap harici net döviz rezervleri üç ay önceki eksi 57 milyar USD’lık dip seviyesinden Temmuz sonu itibarıyla 24.4 milyar USD seviyelerine yükseldi. Bu iyileşmede Kur Korumalı Mevduat hesaplarındaki azalış dahil olmak üzere dolarizasyonun azalması da etkili oldu. Haziran ayında %1.6 olarak gelen ve faiz indirimi beklentilerini tetikleyen manşet enflasyon Temmuz ayında %3.2’e yükseldi ve faiz indirim beklentilerini zayıflattı. Türk Lirasının güçlü seyredeceğine dair görüşleri destekleyen bir diğer faktör ekonomideki yavaşlama oldu. Üretici PMI rakamları Temmuz ayında 47.2 gibi oldukça düşük bir seviyeye inerek stagflasyon ihtimalini güçlendirdi. Gerek iş alemi gerek hane halkı güven endekslerinin ciddi düşüşler kaydederek son 11 ayının en düşük seviyelerine geriledi. Nihayetinde ekonomik yavaşlamanın daha da belirginleşmesiyle cari açık daha da iyileşerek son oniki ayda 25 milyar USD’a, GSMH’ya oranı ise %2.8’ine geriledi.
KKM hesaplarındaki çözülmeye paralel olarak hisse senedi ağırlıklı fonlara da para girişi devam etti. Temmuz ayındaki 20 milyar TL’lik giriş ile son 3 aydaki giriş tutarı 55 milyar TL’ye ulaştı. Yabancı yatırımcıların Haziran ayındaki 1.7 milyar USD’lık çıkışının ardından Temmuz ayında hisse senedi piyasasında yabancı kaynaklı bir satış görülmedi. Ancak Ağustos ayının ilk haftasında yabancı yatırımcı satışlarının anlamlı bir rakama ulaşacağı anlaşılıyor. Temmuz ayında BİST 100 endeksi %2.4 değer kazandı ancak bahsettiğimiz risk varlıklardan kaçınma kaygısıyla Ağustos ayının ilk haftasında %7.1’lik bir düşüş kaydetti. Bankacılık endeksi ise yurtdışı gelişmelere daha duyarlı olması ve yabancı yatırımcıların anlamlı pozisyon aldığı bir sektör olması sebebiyle Temmuz ayında %2.1’lik düşüşün ardından bir sonraki hafta da %7.8’lük bir düşüş kaydetti.Türkiye’nin TL cinsinden 10 yıllık tahvil getirisi ise tekrar yükselen enflasyon sebebiyle tekrar %28 seviyelerinin üzerine çıktı. İç politika tarafında Türkiye’nin Filistin sorununa dair sert açıklamaları piyasalarda karşılığını bulamadı ve daha çok siyasetin bir normali olarak algılandı.