Web sitemizi kullanabilmek için javascript özelliğini etkinleştirmeniz gerekmektedir.

Haziran Ayı 2025 Fon Bülteni

Tacirler Portföy Tecrübesi

Yatırım Felsefemiz

Tacirler Portföy’ün ortalama 20 yıl tecrübeli yatırım ekibi, periodik yatırım komitesi toplantılarında yurtiçi ve yurtdışı gelişmeleri, bu gelişmelere bağlı beklentilerin etkileşimlerini inceleyip, birlikte karar alıp, aldığı kararları yönettiği yatırım fonları ve özel portföylere uygulamaktadır. Bu kararların ve uygulamaların uygunluğu uyum departmanınca kontrol edilir, portföylerde gerekli düzeltmeler yapılır.

Tacirler Portföy riske göre düzenlenmiş getirisi yüksek ve etkin portföy yönetimi hizmeti vermeyi hedeflemektedir. Bu hedefini gerçekleştirirken müşterileriyle uzun vadeli, güvene dayalı ilişkiyi ön planda tutmaktadır ve müşterilerinin ihtiyaçlarına uygun çözümleri sunmayı amaçlamaktadır

Yönetilen Varlık Büyüklüğü (MİO TL)

Kaynak: www.spk.gov.tr
(Mayıs 2025 Verisi)

Makro Ekonomik Gelişmeler ve Beklentiler

2025 yılı 12 Mayıs ile 17 Haziran tarihleri arasında küresel sermaye piyasaları, jeopolitik gerilimler,
para politikası belirsizlikleri, emtia fiyatlarındaki şoklar ve ABD-Çin ticaret geriliminde yaşanan
geçici yumuşamanın etkileriyle önemli dalgalanmalar yaşadı.

12 Mayıs’ta ABD ve Çin’in karşılıklı olarak tarifeleri azaltma konusunda anlaşması sonrasında, küresel
hisse senetleri güçlü bir toparlanma yaşadı. Mayıs ayı boyunca S&P 500 endeksi yaklaşık %6,15
yükselirken, Dow Jones %3,9 ve küçük-orta ölçekli şirketleri içeren endeksler %5-6 arasında değer
kazandı. Bu yükselişe teknoloji ve tüketici sektörleri öncülük etti; ancak sanayi ve finans gibi diğer
sektörlerde de geniş tabanlı bir yükseliş gözlendi.

ABD Merkez Bankası (Fed), 17 Haziran’da gerçekleştirdiği toplantıda politika faizini sabit tuttu.
Enflasyonun önceki aylarda kısmen yavaşlamasına rağmen, enerji fiyatlarındaki artış ve ücretlerdeki
dirençli artışlar FED’in temkinli kalmasına neden oldu. FED Başkanı Powell, enflasyonist baskılar ve
jeopolitik riskler nedeniyle “dikkatli ve esnek” bir politika duruşu gerektiğini vurguladı.
13 Haziran’da İsrail’in İran’daki nükleer ve askeri tesislere yönelik "Rising Lion Operasyonu"nu
başlatması, piyasalarda şok etkisi yarattı. Olumlu bir patikada seyreden piyasalardaki hava jeopolitik
krizle birlikte tersine döndü. Dow vadeli işlemleri açılış öncesinde 600 puan düşerken, gün sonunda
Dow endeksi 769 puan (yaklaşık -%1,8) geriledi. S&P 500 ve Nasdaq endeksleri sırasıyla %1,1 ve %1,3
düştü. Avrupa borsalarında da sert kayıplar görüldü; Portföylerde enerji ve defansif sektörlere
yönelme başladı.

Mayıs ayında tahvil piyasaları görece sakin seyretti. Enflasyonda kademeli bir yavaşlama sinyali
alınırken, merkez bankaları temkinli duruşlarını sürdürdü. ABD 10 yıllık tahvil faizi yaklaşık %4,5
seviyesinde yatay seyretti. Gelişmekte olan ülke tahvillerinde spreadler hafif daraldı, ortalama
getiriler %6’nın üzerinde kaldı. Haziran ayı başında ise jeopolitik risklerin tırmanmasıyla risk iştahı
ciddi şekilde azaldı. Yatırımcılar güvenli liman arayışıyla ABD tahvillerine yöneldi ve 10 yıllık tahvil
faizi %4,35’e kadar geriledi. Bu dönemde tahvillere yoğun talep geldi; ancak petrol fiyatlarının sert
yükselmesi, enflasyonist baskıların yeniden artabileceği endişesini beraberinde getirdi.
Petrol ve altın, bu dönemde en keskin fiyat hareketlerini gösteren varlık sınıfları oldu. Haziran
başında Brent petrolü güçlü talep verileriyle hafifçe yükselerek 66 dolar civarına geldi. Ancak 13
Haziran'da başlayan İsrail-İran çatışması sonrası Brent petrol fiyatı tek günde %7’nin üzerinde
yükselerek haftalık bazda %12,5 artışla 74 dolar seviyelerine ulaştı. Bu yükselişte, İran’ın dünya
petrolünün yaklaşık %20’sinin taşındığı Hürmüz Boğazı’nı kapatma tehdidi etkili oldu.
Altın fiyatları da güvenli liman talebiyle birlikte sert yükseldi. Spot altın fiyatı 3.388 dolar/ons
seviyesine kadar çıkarak rekor seviyelere yaklaştı. Piyasalar, hem jeopolitik risklerin hem de enerji
maliyetlerinin artmasıyla birlikte, merkez bankalarının faiz indirimi yapamayacakları bir "politika
tuzağına" girebileceğini fiyatlamaya başladı.

Kripto paralar ise bu dönemde beklenen güvenli liman rolünü yerine getiremedi. Bitcoin, bu
dönemde risk iştahının düşmesiyle yaklaşık 103.000 dolar seviyesine kadar geriledi. Likidite
endişeleri ve yüksek volatilite, yatırımcıları kripto varlıklardan uzaklaştırdı.
12 Mayıs–17 Haziran arası dönem, Türkiye’nin hem iç siyasi dinamikleri hem de küresel jeopolitik
gelişmelerle şekillenen karmaşık bir sermaye piyasası ortamına sahne oldu. Dönemin başlangıcında,
12 Mayıs’ta PKK’nın silah bırakma ve dağılma kararı alması, Türkiye için tarihi bir gelişme olarak
kayda geçti. Bu haber, dört on yıllık çatışmanın sona erebileceği yönünde değerlendirilince,
yatırımcı güveninde bir iyileşme yarattı. Borsa İstanbul’da endeks yaklaşık %3 oranında yükseldi;
tahvil getirileri geriledi ve Türk Lirası, Euro karşısında %1,3 değer kazandı. Söz konusu iyimserlik, aynı
gün ABD ile Çin arasında ticaret tarifelerine dair yaşanan yumuşamayla birleşince, piyasalar pozitif
bir ivme kazandı.

Ekonomik cephede ise Mayıs ayı enflasyon verisi piyasalar için sürpriz oldu. TÜİK’in açıkladığı
rakamlara göre, yıllık TÜFE %35,41’e gerilerken aylık artış %1,53 olarak kaydedildi. Gıda fiyatlarındaki
görece düşük seyir bu iyileşmenin arkasındaki temel nedendi. Enflasyondaki düşüşle birlikte
TCMB'nin faiz indirimlerine yılın ilerleyen aylarında başlayabileceğine dair beklentiler yükseldi.
Makro ekonomi alanındaki kazanımların piyasaları destekleyeceği bir konsensusun oluşumu
esnasında İsrail’in İran’a yönelik operasyon başlatması ve buna ABD’nin destek vererek daha geniş
kapsamlı bir gerilimin işaretlerini vermesi olumlu havayı tersine çevirdi. Şaşırtıcı şekilde Türk hisse
senetleri bu gerilime, belki de bölgeye olan yakınlığı sebebiyle, gelişmekte olan ülkeler arasında en
yüksek tepkiyi gösteren varlık sınıfı oldu.

Detaylı Bilgi İçin Tıklayınız!   -   4.34 MB