Web sitemizi kullanabilmek için javascript özelliğini etkinleştirmeniz gerekmektedir.

Mart Ayı 2025 Fon Bülteni

Tacirler Portföy Tecrübesi

Yatırım Felsefemiz

Tacirler Portföy’ün ortalama 20 yıl tecrübeli yatırım ekibi, periodik yatırım komitesi toplantılarında yurtiçi ve yurtdışı gelişmeleri, bu gelişmelere bağlı beklentilerin etkileşimlerini inceleyip, birlikte karar alıp, aldığı kararları yönettiği yatırım fonları ve özel portföylere uygulamaktadır. Bu kararların ve uygulamaların uygunluğu uyum departmanınca kontrol edilir, portföylerde gerekli düzeltmeler yapılır.

Tacirler Portföy riske göre düzenlenmiş getirisi yüksek ve etkin portföy yönetimi hizmeti vermeyi hedeflemektedir. Bu hedefini gerçekleştirirken müşterileriyle uzun vadeli, güvene dayalı ilişkiyi ön planda tutmaktadır ve müşterilerinin ihtiyaçlarına uygun çözümleri sunmayı amaçlamaktadır.

Yönetilen Varlık Büyüklüğü (MİO TL)

Kaynak: www.spk.gov.tr
(Aralık 2024 Verisi)

Makro Ekonomik Gelişmeler ve Beklentiler

Geçtiğimiz ayda yurtdışı ve yurtiçi sermaye piyasalarına Almanya seçimleri, Çin Ulusal Halk Kongresi’nde paylaşılan ekonomik hedefler, Trump yönetiminin başta gümrük tarifeleri olmak üzere aldığı siyasi/ekonomik kararların ABD ekonomisi için yarattığı artan risk algısı ve Rusya-Ukrayna savaşının sona yaklaşması ihtimali yön verdi.

Son beş yıldır süren ABD mali genişlemesinin yarattığı riski azaltmaya dönük atılan/tasarlanan adımlar yatırımcıları ABD ekonomisinin büyüme patikasını yeniden gözden geçirmeye sevk etti. Çin menşeili Deepseek ile geçen ay momentumu kesilen Amerikan Teknoloji hisselerindeki düşüş artan büyüme kaygılarıyla genele yayıldı ve SP500 endeksi %4 ve Nasdaq Teknoloji endeksi %8 düşüş kaydetti. ABD 10 yıllık tahvilleri ise %4.50 seviyelerinden %4,30 seviyelerine geriledi. ABD doları diğer gelişmekte olan para birimlerine karşı %3,9 değer kaybetti. (DXY 108.0>103.8)

Öte yandan, Alman hükümetini kurmak için müzakere eden partilerin savunma harcamalarını borç freninden muaf tutacak bir reformu ve 10 yıl içinde 500 milyar Euro büyüklüğünde bütçe dışı bir altyapı fonunu içeren bir mali pakette anlaşmaya varması iki bölge arasındaki büyüme beklentilerinin Avrupa lehine dönmesiyle sonuçlandı ve EUR-USD paritesi Kasım 2024'teki ABD seçimlerinden bu yana en yüksek seviyesine (1.083) ulaştı. Alman DAX endeksi USD bazında %10’luk bir getiri sağladı.

AB’nin Gelişmekte Olan Ülkeler için önemli bir sermaye kaynağı olması ve GOÜ ihracatı içerisinde önemli bir destinasyon olmaya devam etmesinin yanı sıra Çin ekonomi yönetiminin yurtiçi talebi destekleyeceği yönündeki iradesine vurgu yapması GOÜ hisse senedi piyasalarını pozitif etkiledi. Çin teknoloji sektörü (+%17,5) ve AB’nin yanı sıra güçlenen Rusya-Ukrayna barış ihtimalinden destek alan Doğu Avrupa (+%10) sayesinde GOÜ hisseleri geçtiğimiz ay ABD doları bazında %1,8 getiri sağladı. Altın ABD mali yapısının zayıflığına dair kaygılar ve küresel ticaret gerilimleri kaynaklı merkez bankası alımlarının devam etmesi sebebiyle 2900 USD/Ons’u aştı. Baz metaller de Çin’in ekonomisini destekleyeceğine dair açıklamalarıyla beraber %2 civarında yükseldi. OPEC+'nın Nisan ayından itibaren üretimi kademeli olarak artırmayı kabul etmesi ve olası bir barış anlaşmasıyla Rus petrolünün piyasalara dönme ihtimali petroldeki zayıflığın devam etmesine sebep oldu ve geçtiğimiz ayki %5 değer kaybının üzerine bir %5’lik düşüş daha kaydetti.

Türkiye’de ise piyasalara damga vuran gelişme beklentilerden düşük açıklanan enflasyon verisi oldu. Bir önceki ay %5’in üzerine çıkan TÜFE manşet enflasyonu ardından ötelenen ve sorgulanan faiz indirim döngüsü %2,3 gelen Şubat enflasyonunun ardından patikasına tekrar geri döndü. Para Politikaları Kurulu 6 Mart’taki toplantısında %2,5’luk bir indirimle politika faizini %42,5’e çekerek hisse senedi beklentilerini güçlendirecek bir karar aldı.

Siyaset tarafında da bizzat hapisteki PKK lideri Abdullah Öcalan tarafından PKK’ya silah bırakma çağrısı yapıldı. Türkiye ve güney sınırımızdaki potansiyel çatışma risklerinin azalması piyasalar perspektifinden olumlu bir gelişme olarak addedildi.

Yukarıda bahsettiğimiz küresel gelişmelerin de rüzgarını arkasına alan Türk hisse senetleri bankacılık sektörü önderliğinde (+%13,3) yükselerek %5,6’lık bir yükseliş kaydetti.

Politika faizinin %42,5’a inmesi ve stopaj oranının %15’e çıkartılması ardından cazibesinden bir miktar kaybeden para piyasaları fonlarından 150 milyar TL’yi aşan bir çıkış yaşandı. Bir kısmı dövize gittiği düşünülen bu çıkış merkez bankası rezervlerinin rekor seviyelerde seyretmesi sayesinde Türk lirasının değerinde ABD dolarına karşı belirgin bir kayba sebebiyet vermedi. USD’nin TL’ye karşı değerlenmesi %1,3 ile hem enflasyonun hem de kısa vadeli faiz getirisinin altında kaldı. Ancak EUR/USD paritesinin etkisiyle Euro Türk lirasına karşı %6,4 değer kazandı

Detaylı Bilgi İçin Tıklayınız   -   3.74 MB