Ocak Ayı 2025 Fon Bülteni
Tacirler Portföy Tecrübesi
Yatırım Felsefemiz
Tacirler Portföy’ün ortalama 20 yıl tecrübeli yatırım ekibi, periodik yatırım komitesi toplantılarında yurtiçi ve yurtdışı gelişmeleri, bu gelişmelere bağlı beklentilerin etkileşimlerini inceleyip, birlikte karar alıp, aldığı kararları yönettiği yatırım fonları ve özel portföylere uygulamaktadır. Bu kararların ve uygulamaların uygunluğu uyum departmanınca kontrol edilir, portföylerde gerekli düzeltmeler yapılır.
Tacirler Portföy riske göre düzenlenmiş getirisi yüksek ve etkin portföy yönetimi hizmeti vermeyi hedeflemektedir. Bu hedefini gerçekleştirirken müşterileriyle uzun vadeli, güvene dayalı ilişkiyi ön planda tutmaktadır ve müşterilerinin ihtiyaçlarına uygun çözümleri sunmayı amaçlamaktadır.
Yönetilen Varlık Büyüklüğü (MİO TL)
Kaynak: www.spk.gov.tr
(Aralık 2024 Verisi)
Makro Ekonomik Gelişmeler ve Beklentiler
2024 yılının sonları ve 2025 yılının başı, beklenilenin aksine, riskli varlıkların dünya genelinde zarar ettirdiği bir dönem oldu.ABD’de FED’in faiz indirim kararının sorgulatacak denli güçlü gelen makro veriler ABD tahvillerine satış getirdi ve 10 yıllık tahvillerin getirisi %4.75 seviyesine ulaştı. ABD doları diğer Gelişmiş Ülkelerin (GÜ) para birimlerine karşı %2.9 değer kazandı (DXY: 106.6>109.7). Bunun sonucunda SP500 %3.7 değer kaybetti. Nasdaq Teknoloji firmaları yüksek faizlerin büyümeye olumsuz etkisini fiyatlayarak %6.2 düşüş kaydetti. Faize en duyarlı kesim olan küçük orta ölçekli firmaları temsil eden Russell 2000 endeksindeki düşüş %8.5’a ulaştı.
Çin’de ise tam tersi söz konusuydu. Durgunluk ve deflasyon beklentilerinin güçlenmesiyle Çin uzun vadeli tahvil getirileri 2008 küresel finansal kriz seviyelerinin de altına geriledi (%1.65). Geçtiğimiz aylarda açıklanan parasal ve sözel teşvikler sayesinde yükseliş kaydetmiş olan Çin hisse senetleri son bir ayda %9.3 gibi ciddi bir değer kaybına uğradı. Çine uygulanacak yüksek gümrük tarifelerini savunan Donald Trump’ın başkanlık koltuğunu devralacağı tarihin (20 Ocak) yaklaşması da bunda etkili oldu. Yukarıdaki gelişmeler ışığında MSCI GÜ endeksi %4.2, GOÜ endeksi ise %5.1 düşüş kaydetti.
Piyasalar FED’in faiz indirimine ara vereceğini fiyatlıyor olsa da Altın bu durumdan olumsuz etkilenmedi ve güvenli liman özelliği sayesinde ABD doları bazında %1 değer kazandı. Rus petrol endüstrisine karşı son zamanların en agresif ABD yaptırımı kararının ardından, Brent petrolü varil başına 80 ABD dolarını aştı ve son bir ayda %11 gibi ciddi bir yükseliş kaydetti. Geçen ay global piyasalarda yaşanan düşüşe katılmayarak %9 gibi ciddi bir getiri sağlayan Borsa İstanbul, Türkiye’yi olumlu etkileyecek gelişmelere rağmen bu performansını tekrar edemedi ve ABD doları bazında %5 düşüş kaydetti.
Suriye’de yeni rejimin idareyi devralmasının ardından siyasi gözlemcilerin çoğu Türkiye'nin bu durumun kazananı olduğuna dair fikir birliği beyan etti. Suriye’nin yeniden yapılandırılmasında siyasi ve ekonomik anlamda geleceğe dönük ciddi faydalar sağlayabileceği ihtimali ilgili alanlarda faaliyet gösteren şirketlerin fiyatını olumlu anlamda destekledi.
Piyasaları destekleyen bir diğer gelişme ise 2025 yılı asgari ücretine beklentilerin altında yapılan %30’luk artıştı. Yıl sonu TÜFE üzerindeki ek etkisinin 1 puanı aşması beklenmediğinden piyasa tarafından TCMB’nin tolere edebileceği bir rakam olarak algılandı. Nitekim TCMB 27 Aralık’taki PPK toplantısında politika faizini 250 baz puan indirerek faiz indirim döngüsünü başlattı. 2025 yılı ilk haftasında açıklanan Aralık ayı Tüketici Fiyatı Endeksi %1.03 ile beklentilerin altında bir yükseliş kaydetti ve TCMB’nin faiz indirim kararına meşruiyet kazandırmış oldu.
Halihazırdaki seviyesi itibarıyla hala yüksek addedilebilecek faiz sayesinde Türk lirası yabancı para birimlerine karşı güçlü seyrini devam ettirdi. Eşit ağırlıktan oluşan ABD doları ve Euro sepeti TL’ye karşı sadece %0.3 değer kazanabildi. Türk lirasının bu güçlü seyrine Ekim ayı itibarıyla %1’in altına inen cari açık/GSYH oranı ve 43 milyar ABD dolarına ulaşmış olan swap işlemleri harici net TCMB rezervleri de katkıda bulundu.
Enflasyon rakamlarında kaydedilen iyileşme ve %30’luk asgari ücret artışının hükümetin mali disipline bağlılığını teyit etmesiyle Türk lirası cinsinden orta ve uzun vadeli tahvillere ilgi arttı. Getiri eğrisinin tüm bölgelerinde düşüş kaydeden tahvil faizleriyle yatırımcılar sermaye kazancı sağladılar. Ancak Türkiye’nin döviz cinsinden tahvil fiyatlamasına baz oluşturan ABD 10 yıllık faizlerinin hızlı bir şekilde 4.75% seviyesine ulaşmasıyla birlikte Türk Euro